GÜCÜN ZEHİRLEDİĞİ
BİLİMSEL DENEYLERLE KANITLANMIŞTIR.…
Evet!
Bunu her dönemde seçimi kazanıp, bir makam odasında,
bir makam koltuğuna oturan pek çok kimsede gördük.
Bu hep olur, Muhtar da seçilse, İlçe Başkanı da seçilse, Belediye Başkanı da seçilse, parti Genel Başkanı da olsa o makamın ve koltuğun
sihrine kapılıp gücün esiri oluyorlar.
Tıpkı son dönemde izlediğimiz Yüzüklerin Efendisi’ndeki yüzüğün gücüne kendisini kaptıran ve kendisinin bile tanımadığı birine dönüşen karakterler gibi.
Ve bu tüm insanlık tarihinde yaşama gelmiştir.
Bugünde her makamda, her mevkide istisnalar dışında bu kontrol edilemez egoyu görebiliyoruz.
Daha düne kadar oy istemek için kapısına gidip el pençe destek isteyenler
seçimi kazandıktan sonra makam odalarında hafızalarını kaybettiler.
Kimseyi tanımamaya, hatırlamamaya başladılar.
Dün kapılarına gidip çeşitli vaatlerle oy istedikleri insanlar,
randevu istediklerinde alamıyorlar. Alabilenlerde Sayın Başkanın karşısında sıkıntı içerisinde “Başkanım beni hatırladınız mı?” deme ihtiyacı duyarak söze başlıyorlar. Çünkü karşısındaki duran kişi seçimlerde kapısına oy istemeye gelen kişi değil, kendisini Kaf Dağı’nda sanan yabancı birisi artık. Yazık.
İnsanlar bu deneyimi yaşadıktan sonra kızıyorlar, öfkeleniyorlar, kendilerini aldatılmış hissediyorlar.
Seçim atmosferinde pek çok şey olur.
Gerginlikler, amacını aşan söylemler, ithamlar vb. çok şey.
Özellikle de kazanan kişi ve ekibin, seçim bittiği andan itibaren her şeyi geride bırakması gerekir.
Çünkü artık kaybedenlerinde yöneticisidir.
Onları şefkatle ayağa kaldırmak kendisini büyütür.
Her yerde ve her koşulda ben kazandım, ben kazandım demek sadece kazandığı makamı hazmedemediğini gösterir.
Yöneticinin kendisine güveni tam değilse, çevresindeki herkesi ezer ve küçümser. Onları değersizleştirir.
Bunu biraz da kafalarındaki planlarını gerçekleştirmek için vatandaşları bezdirmek, yıldırmak makamlarından uzaklaştırmak için de yaparlar.
Çünkü vatandaşla bir sonraki seçime kadar işi bitmiştir.
Oysa seçilmemiştir, atanmıştır.
Kendisiyle aynı partiden aday olan hiç kimseyle yarışmamıştır.
Bir sandık kurulmamıştır. Vatandaşın takdiri dahi söz konusu olmamıştır.
Muhtar adayları bile daha demokratik bir iradeyle seçilirler.
Ülkemizde millet adına görev yapacak olan hiçbir Vekil ve hiçbir Belediye Başkanı vatandaşa sorularak belirlenmiyor...
Demem o ki. Bu kadar hava boşunadır.
Gerçeği görmek için çok akıllı olmaya da gerek yok.
Dedim ya.! Sizi partiniz ATADI. SEÇİLEREK GELMEDİNİZ.
Hadi git, insanların gönlünü yap, dinle, çalış ve takdirlerini kazan, partimizi orada başarıyla temsil et diye sizi atadı.
Peki..!
Bu kadar sorun, bu kadar gerginlik, bu kadar kavgacı bir dil partiye ne kazandırıyor?
Tüm bunların Genel Merkez tarafından izlenmediğini mi sanıyorsunuz?
Emin olun tüm detaylarıyla takip ediliyor.
Menemen sokaklarında konuşulanlardan da haberiniz yoktur.
Çünkü herkes kötü niyetli sadece siz doğrusunuz…
Ama sokaklarda konuşulanlar çok can sıkıcı konular.
Herkesin duyduğunu tabi ki bizlerde duyuyoruz.
Ama partinizin İlçe örgütü, İl yönetimi, Genel Merkezi de duyuyordur.
Elbette diğer partilerde, emniyette, savcılıkta bu duyumları inceliyorlardır.
Kimsenin size bir borcu, bir diyeti yok.
SİZİN; BU KENTE VE BU KENTİN İNSANLARINA, DOĞRU DÜZGÜN HİZMET ETMEK GİBİ BİR BORCUNUZ VAR.
Bunun yanında; sizi, bu kenti yönetin diye atayan CHP’ye de borcunuz var.
Daha her şey bitmiş değil.
Bu saçma sapan kavga ve itham dilini bir kenara bırakın, insanlara hesap sorma şımarıklığınızı bir kenara bırakın. Helalleşin ve Menemen’in sizden beklediği işleri yapmaya bakın. Bütün bunlar için hala zaman var.
Doğru yapacağınız her konuda sizi savunacağımızdan kuşkunuz olmasın.
Filmi biraz geri sarıp yeniden bakarsanız;
bu insanların, sizin düşmanınız olmadığını çok net göreceksiniz.
Biz ne yazdığımızı biliyoruz da, siz ne okuduğunuzu pek bilmiyorsunuz..! Seçimlerden sonra ya okumayı unuttunuz, ya da okuduğunuzu yorumlama kabiliyetinizi kaybettiniz.
Siz; bize değil sizi yanıltan, kışkırtan, kozalak gibi saranlardan kendinizi koruyun. İnsanların önünde kibirli görüntüler sergilemekten vazgeçin. Bu görüntünüz insanların nefretini körüklüyor.
Okuduklarınız sizi öfkelendirecektir.
AMA ne yaparsın DOST ACI SÖYLER. Acı; akıllı insanı kendine getirir. Neyse…
Ayrıca;
Hiç olmazsa artık tüm kentin Belediye Başkanı olduğunuz bilinciyle hareket edin. İlçe teşkilatıyla ilçe binasındaki yaş günü pastası kesme görüntüleri doğru mu?
Bu yurttaş, Belediyede sizin mesai arkadaşınız, bir yaş günü pastası kesmek gerekiyorsa onun yeri Belediyedir.
Bu kadar ilgili ve duyarlı bir Belediye Başkanı’nın;
Kendi partisinin tüm kademelerinde bir nefer gibi çalışmış, dört yıl partisinin Gençlik Kolları Başkanı olarak görev yapmış, partisinin İl Yönetiminde dört yıl kentimizi İl Yöneticisi olarak başarı ile temsil etmiş, 8 Şubat 2020 tarihinde yapılan partinin İl Kongresinde Divan Kurulu Üyeliği yapmış ve 8 yıldır Belediye de çalışan, emekçi partiliniz olan genç Ömer Berk Gönençer’in 10 Şubat 2020 tarihinde işine son verdiniz.
Sormak isterim Neden ?
Eminim birileri bu konuda yine sizi yönlendirmiştir.
O kişiyi dinleme zahmetine bile katlanmamışsınızdır.
Hadi diyelim ekmeğini elinden aldınız ve işten çıkardınız.
Hiç olmazsa haklarını ödeyin, mağduriyetini daha fazla büyütmeyin.
Artık normal bir Belediye Başkanımız olsun istiyoruz.
Hepimize iyi gelecek konular biriktirin. Onları konuşalım, tartışalım, geliştirelim. Sizin bu tarzınız herkesi fazlasıyla yordu. Eminim ki sizi de yormuştur…
Sevgi ve Saygılarımla.